DOLAR 34,2266 0.21%
EURO 37,8276 0.11%
ALTIN 2.922,980,26
BITCOIN 20804460.16264%
İstanbul
24°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

  • Menü
X
Derin Su Seferoğlu

Derin Su Seferoğlu

13 Eylül 2020 Pazar

Esra Doğan ile Japonya’da Çalışma ve Yaşam

Esra Doğan ile Japonya’da Çalışma ve Yaşam
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1. Merhabalar Esra Hanım, bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. İnstagram postlarınızdan Japonya’daki renkli hayatınızı zevkle takip ediyoruz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Öncelikle, ben size teşekkür ederim röportaj yapmayı teklif ettiğiniz için. Tabii kendimden kısaca bahsedeyim: 1990 İstanbul doğumluyum. 2014 yılında lisans eğitimimi Marmara Üniversitesi Almanca İşletme bölümünde tamamladım. 2019 yılı Mayıs ayında Japonya’ya yerleştim. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren köklü bir Japon firmasında Finansal Analist ve Raporlama görevini yürütüyorum. Çalışma hayatım dışında son bir yıldır Japonya’yı geziyorum, Japon kültürünü yakından tanımaya ve öğrenmeye çalışıyorum. 

2. Japonya’ya olan merakınız nasıl ve ne zaman başladı? Çocukluğunuzda Japonya ile ilgili çizgi roman okumuşluğunuz, dünyanın pek çok yerinden sevilerek izlenen “Pokemon” gibi çizgi filmler seyretmişliğiniz var mı? 

Kesinlikle, çocukluğum Japon animelerini izleyerek geçti. Bizim jenarasyonumuzdan aklımda kalanlar; Pokemon, Şeker Kız Candy, Heidi, Arı Maya, Captain Tsubasa ve az hatırlanan aynı zamanda benim favorim olan Beyblade animeleri vardı. İzlediğim fakat hatırlayamadığım daha birçok anime olduğuna eminim. Japonya’ya gitmeden evvel Japonlar ile çalıştığım için açıkçası bu kültüre ayrıca ilgi duyuyordum.

3. Japonya’ya gitmek ve Japonya’da çalışmak çok büyük bir şans ve aynı zamanda çok önemli bir karar… Japonya’da çalışma fırsatını nasıl yakaladınız? Kendiniz mi araştırdınız yoksa iş teklifi Japonya’dan mı geldi? Japonya’ya gitme kararını nasıl verdiniz, bu süreç zor oldu mu?

Kısaca anlatmak gerekirse:  Öncelikle global bir firmada çalıştığınız zaman tabii ki çalıştığınız departmanın yurt dışı ile yakın ilişkiler kuruyor olmasına da bağlı olarak, bir şekilde yaptığınız işler; şirketinizin genel merkezinde bulunan yöneticilere kendinizi yakından tanıtma fırsatı doğuruyor, yani yaptığınız işlerin çıktısını bizzat yöneticilere sunma imkanı buluyorsunuz ve üst kademe yöneticiler sizin çalışma disiplininizi fark edip uygun gördükleri takdirde, size farklı kariyer imkanları sunabiliyorlar. Benim Japonya maceram da bu şekilde başladı. Çalıştığım Japon firmasının Türkiye ofisinde çalışırken Japonya’da bulunan genel merkezde benim icin uygun bir pozisyon olduğunu ve eğer istersem bu pozisyon için beni destekleyeceklerini söylediler. Türkiye’den Japonya’ya gönderilen ilk transfer olacaktım, bu nedenle çok heyecanlandım ve karar verme aşaması çok zor olmadı benim için. Hayatımın bir döneminde mutlaka yurt dışında bulunmayı planlıyordum, bu fırsatı hemen değerlendirip kabul etmek istedim. Sonuç olarak Türkiye ve Japonya’da bulunan yöneticilerimin referansı ile bugün Japonya’dayım. 

4. Japonya’da çalışma vizesi almak için gerekli belgeler arasından olmazsa olmaz denebilecek bir belge var: “Certificate of Eligibility” yani “Uygunluk Sertifikası”. Bu sertifikanın iş veren tarafından hazırlanması ve verilmesi gerekiyor. Bu sertifikayı nasıl aldığınızı ve vize almaya giden süreci biraz anlatabilir misiniz?

Şirketler arası transfer olarak Japonya’da işe başladığım için, bahsettiğiniz gibi, bu işlemleri benim adıma şirket üstlendi. Belli başlı evrakları dosyalayıp Japonya’daki firmaya email yoluyla ulaştırdım. Bunların arasında pasaport, diploma ve fotoğraf kopyalarının olduğunu hatırlıyorum. Bu evraklarin akabinde Japonya’da çalışacağım firma tarafından benim adıma gerekli başvurular gerçekleştirilip “Uygunluk Sertifikasi” orjinal dökümanı Türkiye’ye posta yolu ile gönderildi. Elime geçen orijinal evrak ile İstanbul’da bulunan Japonya konsolosluğuna başvurdum. Ardından çalışma ve oturma iznim bir hafta içerisinde çıktı. Japonya’da kullandığım “Residence Card” ise Japonya’ya giriş yaparken havalimanında evrak ve pasaportumu kontrol eden gümrük memuru tarafından hazırlandı böylece ülkeye girişim sorunsuz bir şekilde tamamlanmış oldu.

5. Japonya’da bir şirkette çalışmak nasıl bir duygu? Çalıştığınız şirket Japon bir firma mı? Türkiye’de bir şirkette çalışmaktan farklılıkları neler? Meşhur Japon iş etiğinin izlerini hissedebiliyor musunuz? Türkiye’den prensip olarak farklı yapılan ve sizi şaşırtan işler var mı?  

Japonya’da çalışmak, hayatımı iki ana bölüme ayırdı; Japonya’dan öncesi ve Japonya’dan sonrası. Hem kişisel gelişimime hem de kariyer gelişimime sağladığı katkı şüphesiz çoktur. Özellikle Japon bir şirkette çalışmak, iş yapış şekillerini yakından görerek deneyimlemek gerçekten benim için çok kıymetli bir deneyim. Fazla özverili, düzenli, disiplinliler ve yaptıkları işe saygı duyuyorlar. Japonlarin iş ahlakının altında yatan şeyin herhangi bir yönetici korkusu değil, tamamen çevreden utanma duygusu olduğunu düşünüyorum.  Her şeyden önce diğer insanların gözündeki imajlarını esas alıyorlar. Bunu sadece iş hayatlarına değil günlük yaşamlarına da yansıtıyorlar. Yani korkuya değil, utanma duygusuna dayanıyor bu iş etiği ve disiplini. Bence,  Japonya’yı sadece Türkiye’den ayıran değil bütün dünya milletlerinden ayıran özellikleri gerçekten takım olmayı başarabiliyor olmaları. Sadece söz ile değil, eylemde de ciddi anlamda takım olduklarını hissediyorum onlarla çalışırken. Bir Japon için takım demek şirketin bütünü demektir. En ufak bir aksama veya yanlış bir kararı sadece bireye değil; bütün takıma yapmış olarak görüyorlar veya onlar için bu, bütün takımın ortak hatası olarak kabul ediliyor. Aynı şey başarı için de geçerli, batıdaki şirketler gibi bireylerin kazandığı birkaç kişisel başarıyla öne geçmekten, Japon bir firmada çalışan bazında kolay kolay bahsedildiğine şahit olmadım. Kolektif oyun disiplinine sahipler ve bu bağlamda Japon çalışanlar için her başarı bir takım olarak elde edilmiştir. Örneğin bitirdiğimiz her raporun sonunda veya her kritik toplantının sonucunda çalışma arkadaşlarımız ve yöneticiler bir araya gelerek herkese katkısından dolayı teşekkür ederler. Belli bir kişinin isminin altı çizilmeden, asla bir kişiyi bile öne çıkarmadan, başarı bütün takıma ait olarak görülür. Çalıştığım bölümde çoğu Japon olan çalışma arkadaşlarım sayesinde bu kültürün çalışma şeklini çok yakından tanıma imkanı buluyorum. 

6. Herkesin hakkında iyi ya da kötü bir fikir belirttiği, hakkında bir sürü spekülasyon olan Japonya’da çalışma saatlerine ve çalışma kurallarına gelelim. Japonya’da bazı şirketlerin aşırı katı ve kuralcı olduğu, bazılarının ise modernleşme akımı ile beraber daha az kuralcı ve herhangi bir yabancı şirketten pek farklı olmadığı söyleniyor. Bunun hakkında deneyiminize dayanarak neler söyleyebilirsiniz? Sizin çalıştığınız şirkette uymanız gereken kurallar var mı? Örneğin; topuklu ayakkabı giymeniz gerekiyor mu, üstlerinizin arkasından eğilmeniz, onların arkasından yürümeniz gerekiyor mu? İçme partilerine(Nomikai)gitmeniz gerekiyor mu?

Japonya’da çalışma saatleri benim de gelmeden önce araştırdığım ve açıkçası biraz korktuğum bir konuydu. Fakat geldikten sonra işin iç yüzünün Türkiye şartlarından pek farklı olmadığını gördüm ya da ben aynı firma kültüründen geldiğim için bana pek farklı gelmemiş olabilir. Topuklu ayakkabı ile ilgili hiçbir kural ile karşılaşmadım ama Japonya’da birçok firmada bu kuralın uygulandığını duydum. Yöneticinin arkasından yürüme, eğilme gibi durumlara henüz şahit olmadım fakat farklı alanlarda çalışan yabancı arkadaşlarımın bu ve buna benzer durumlara şahit olduklarını biliyorum. Özetle, bahsettiğiniz gibi modernleşme sebebiyle bu tip kültürel kurallar artık birçok Japon global firmasında uygulanmıyor. Nomikai, Japon kültürünü ve Japonları yakından tanımak için bulunmaz bir fırsat. Bahsettiğiniz gibi bir kural olmasa dahi katılmakta büyük fayda görüyorum. Genelde öncesinde yemek veya içmek ile ilgili dikkat ettiğiniz konuları sizden öğrenerek gidilecek restoranı organize ediyorlar. 

7. Şirkete kaçta gelip kaçta çıkıyorsunuz? Başlangıç zamanından kaç dakika önce gelmeniz gerekiyor? Geç kaldığınız oluyor mu? Direk çıkış zamanında çıkmanız uygun mu? Üstleriniz çıkmadan çıkabilir misiniz? Haftanın kaç günü ek zamanlı çalışıyorsunuz? Bu ek zaman için ücret alıyor musunuz?

Resmi çalışma saatleri 8.30 – 17.30 olmasına rağmen genelde 17.30’da çıkamadığımızı söyleyebilirim. Mutlaka minimum bir veya iki saat mesai yapılıyor. Açıkçası, mesai süresi açık uçlu bir konu. Çıkış saatiniz sizin o günkü sorumluluklarınızı yerine getirip getirmediğiniz ile alakalı. Haftanın en az 3 günü geç saatlere kadar mesai yapılabiliyor. Fakat şöyle bir konu da var, işini bitirmiş olsa dahi bazı çalışanlar gerçekten yöneticilerinin işten çıkmasını bekliyorlar. Bunun artık yeni nesil genç Japon çalışanlar tarafından aşılmaya çalışılan bir konu olduğunu düşünüyorum çünkü genelde genç çalışanlar işini bitirip izin almadan çıkarken, orta yaş ve üstü çalışanlar çıkmadan önce yöneticileri ile mutlaka bir diyalog kuruyorlar; veya çıkmayıp, yöneticilerin çıkmasını bekliyorlar. Özetle bu durum yöneticiniz ve sizin bu konuya bakış açınızla alakalı. Yöneticinizin bu olaya bakış açısı çok daha belirleyici bir etken. Japon çalışma kültüründe yapılan mesai karşılığında firmalar çalışanlarına mesai ücreti ödemek zorundalar. Bildiğim kadarıyla birçok Japon firması bunu şirket kültürü olarak görüyor ancak yalnızca, lokal sözleşmeli çalışanlarına ödeme yapılıyor. Belirli süreli ve anlaşmalı olarak gelip çalışanlara çoğu firma mesai ücreti vermiyor. Lokal sözleşmeli çalışanlar, fırsat oluşmasında durumunda çalıştıkları artı saatleri ay sonunda yarım gün izin alarak kullanabiliyorlar. Tabii ki tekrar aynı noktaya geliyoruz, bu kesinlikle yönetici onayından sonra mümkün oluyor.

8. Japonya’nın çok güzel bir yerinde oturuyorsunuz, Japonların bile çok sevdiği yerlerin arasında olan Yokohama’da. Yokohama yaşamak için hakikaten çok uygun bir şehir. Gerek park bolluğu gerek gezilecek mekanların fazlalığı gerekse muhteşem gece manzarası açısından. Hem Tokyo’ya da kolayca ulaşım mümkün, trenle 40-50 dk içerisinde varılabilir. Yokohama’yı yaşamak için nasıl buluyorsunuz? Japonya’nın diğer ünlü şehirleri ile kıyaslayınca Yokohama’da yaşamanın avantajları/dezavantajları nelerdir? Bazı sitelerde kişi yoğunluğuna göre kirasının daha uygun olduğu söyleniyor, bu doğru mu?

Kesinlikle öyle, Yokohama yaşamak için mükemmel bir şehir, kusursuz, her sey organize ve planlanmış. Birçok müze, sosyalleşme ve oyun alanları, festival meydanları…Hem Tokyo’ya oldukça yakın hem de sakin bir şehir olduğu için genelde beyaz yakalı göçmen aileler burada yaşıyorlar. Kiralar Tokyo’ya kıyasla mutlaka daha uygun fakat tabii pahalı olan bölgeleri de mevcut. Genelde, istasyonlara yakın evlerin konumları pahalı olarak değerlendiriliyor. 

9. Japonya’da yabancıların ev kiralaması bir problem teşkil ediyor çünkü genellikle Japonlar evlerini yabancılara kiralamak istemiyor. Ayrıca, Japonya’da ev kiralayabilmek için banka hesabınızın kayıtlarını göstermeniz ve sabit bir işinizin olması lazım. Genellikle, yarı-zamanlı işi olan yabancılara ve özellikle serbest meslek gibi görünen işleri yapan insanlara kiralanmak istenmiyor. Ev kiralama sürecinde zorlandınız mı? Emlakçı ofisleri bu konuda yabancılara yeteri kadar yardımcı oluyor mu? Oturduğunuz yerden memnun musunuz?

Benim kiralama sürecim, şirketim tarafından yönetildiği için işin sadece evi seçme kısmında yer aldım. Bu konuda bir deneyimim maalesef yok ama şunu söyleyebilirim; Japonya’da evi kiralarken ciddi anlamda büyük paraları depozito olarak istiyorlar. Benim yaşadığım bölge çalıştığım şirkete uzak olmadığı icin çok memnunum. Evinizin ise yakın olması hayat kalitenizi arttırıyor kesinlikle. Ev sahibim ile aynı yaşıyoruz ve her birbirimizi gördüğümüzde selamlaşırız. Çok yardımsever olduklarını söyleyebilirim. Tayfun mevsiminde evde gerekli önlemleri almam konusunda çok yardımcı oldular. Yabanci olmama rağmen bu konuda hiç bir ayrımcılık hissetmedigimi söyleyebilirim.

10. Ulaşım masraflarından bahseder misiniz? Ekonomik ulaşım yapmak için izlediğiniz metodlar var mı?

Japonya, biliyorsunuz ki, hızlı trenleri ile meşhur. Shinkansenler ile Japonya’da bir yerden bir yere rahatlıkla hızlı bir şekilde seyahat edebilirsiniz. Fakat ulaşım ciddi anlamda pahalı. Bazı destinasyonlarda uçak, trenden çok daha ucuz olabiliyor. Örneğin; Tokyo-Osaka arasinda uçakla seyahat etmek Shinkansen ile seyahat etmekten yarı fiyatı kadar daha uygun.  Bu nedenle seyahat etmek isteyen Japonlar çoğunlukla ülke içinde değil başka ülkelere seyahat ederler çünkü Japonya’da seyahat etmek onlar için de pahalı bir durum. Yakın mesafelerde mutlaka tren ile seyahat ediyorum, uzak bir mesafeye gidersem mutlaka uçak veya otobüs bileti için araştırma yapıyorum. 

11. Japonya’daki komşularınızın ve çevrenizin bir yabancı olarak size karşı olan tutumlarından bahsedebilir misiniz? Türk olduğunuzu söylediğinizde nasıl tepki veriyorlar?

Oturduğum bölgede ev sahibim dışında kimse ile bir iletişimim olmadı henüz. Zaten genelde karşılaştığımızda iyi günler diyerek selamlaşıyoruz. Bu bölgede karşılıklı diyalog kurmaya cok yakın olduklarını açıkçası düşünmüyorum. Fakat daha kalabalık ve sosyal alanlarda bu durum tam tersi oluyor. Genelde oralarda daha konuşkan ve sosyallesmek isteyen Japonları görüyoruz. 

12. Japonya’da bildiğiniz yabancıları Japonlarla bir araya getirme, yabancıların Japonya’ya uyum sürecini kolaylaştırma ve yabancılara Japonya’yı sevdirme gibi amaçlar adına çalışan kurumlar var mı? Eğer bu tür kurumlar hakkında bilgi sahibi iseniz, yardımcı olduklarını düşünüyor musunuz?

Açıkçası Japonya’ya geldiğim ilk dönemler çok aradım fakat böyle bir uygulama. Japonya’da kurum olarak maalesef yok, varsa da benim karşıma çıkmadığını söyleyebilirim. Herhangi bir kurumdan bağımsız olarak eğer sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsanız, mutlaka sizinle aynı şartlara sahip, aynı amaç için gelmiş sizin gibi yabancılarla bir şekilde tanışabiliyorsunuz. Birkaç yabancı arkadaş edinerek çevrenizi genişletip çeşitli organizasyonlara katılabiliyorsunuz. Birinci yılımın sonuna geldiğimde, birlikte çeşitli aktiviteler yaptığımız geniş bir yabancı arkadaş grubum oldu diyebilirim. Bu durum bir bakımdan sizin ile ilgili, ne kadar sosyal olmak ve yabancı kültürü tanımak istiyorsanız o doğrultuda fırsatlar yakalayabiliyorsunuz.

13. Japonya’da boş zamanlarınızı nasıl geçiriyorsunuz? Hobileriniz nelerdir? Yokohama Stadyumu gibi bir imkanın da varlığını düşünerek, Japonya’nın Yokohama civarlarına yolu düşen okuyucularımıza önerebileceğiniz aktiviteler var mı?

Japonya çok kadim ve köklü bir kültürün ülkesi, burada yaşayınca her gün yeni bir şey öğrenebiliyorsunuz. Çünkü kültür o kadar farklı ki bir şeyler öğrenmek için içinizde merak uyandırıyor. Hafta sonlarımı mutlaka gezip görmeye ve yeni restoranlar keşfetmeye ayırıyorum. Gezmek dışında, okumaktan zevk alıyorum, son bir yıldır güdümlü okuma yapıyorum. Genelde, Japon kültürü ve tarihi hakkında öğrenmek istediğim konular üzerine araştırma yaparak okumaya çalışıyorum. Bu konularla ilgili internet ortamında paylaşılan bakış açınızı genişletebilecek harika akademik makaleler mevcut. Gezmek ve okumak dışında film izliyorum ve izlediğim filmler ile ilgili yazılan çeşitli film eleştirilerini okumaya çalışıyorum. Yokohama en başta bahsettiğim gibi tam bir aile şehridir. Özellikle çocukların eğlenebilecekleri bir çok müze, eğlence ve oyun alanları mevcut. Ayrıca herkese özellikle Yokohama Ramen müzesini ziyaret etmelerini öneririm. Ramen Japonların en yaygın yemeklerinden bir tanesi, bu nedenle nasıl yapıldığını bu müzede yakından görüp deneyimleyebilirsiniz. Yokohama’da gün batımı için mutlaka Osanbashi Pier görülmesi gereken yerlerden biri. Yamashita Park bir diğer hayran kaldığım noktası. Burayı, İstanbul Caddebostan sahiline çok benzetiyorum. Spor yapanlar, piknik yapan arkadaş grupları, festivaller…Red Brick Warehouse kesinlikle görülmesi gereken yerlerden bir tanesi. Her hafta sonu burada farklı bir festival düzenlenir. Pandemi dolayısıyla şu an herhangi bir etkinlik yapılmıyor maalesef fakat özellikle yaz aylarında her hafta bir festival veya konser düzenleniyor burada. Aralık ayında harika bir Christmas Market kuruluyor. Eger yılbaşı zamanında ziyaret edecek olursanız  Red Brick Warehouse kesinlikle görülmesi gereken yerlerden bir tanesi ki, burası benim Yokohama’da en fazla ziyaret ettiğim noktalardan bir tanesidir.

14. Şimdi de birazcık Japonya’da gezmekten söz açalım… Bu yazıyı okuyan çoğu kişinin, ben dahil, hayalidir Japonya’yı gezebilmek. Siz Japonya’yı gezmeye nereden başladınız? Gezerken izlediğiniz bir sıra var mı yoksa araştırdıkça mı gidiyorsunuz?

Japonya’ya geldiğim günden bu yana, her hafta sonu yaşadığım bölgeye yakın olan ve merak ettigim yerleri ziyaret etmeye çalıştım. Genelde, Japonların gittiği restoranları veya tarihi yerleri ziyaret ederek geçirdim. Şimdi daha uzak şehirlerini ziyaret etmek için planlarım var. Öncelikle mutlaka gideceğim yerler ile ilgili yazılmış yazıları okumaya çalışıyorum. Yabancı kaynaklar bu konuda daha detaylı olduğu için mutlaka yabancı gezginlerin yazılarını okurum. Böylece orayı gezerken gördüğüm her şey daha anlamlı gelmeye başlıyor. Geziden zevk almanın yegane yolu benim için bu. Araştırma yaptıkça gezme ve görme isteği daha çok artıyor.  

15. Japonya’nın hangi eyaletlerini/şehirlerini gezme fırsatı buldunuz? Sizi en çok etkileyen eyalet/şehir neresiydi?

Kanto bölgesinde birçok şehirde bulundum, fakat benim için Hakone aralarında en etkileyici olanıydı. Doğası, ormanlık alanları ve gölleri gerçekten harika. Tabii ki fotojenik Fuji Dağı burada yer alıyor. Üç kere ziyaret ettim ama herhalde daha çok ziyaret ederim diye düşünüyorum. Kamakura yine harika atmosferi olan bir bölgedir. Eski başkent olması nedeniyle özellikle tarihi çok eskilere dayanan birçok Budist tapınağı bulunmakta ve bu tapınaklar görülmeye değer, harika dünyaca ünlü Japon bahçelerine sahip. Japon kültürünü ve estetiğini nasıl bir araya getirdiklerini bu tapınakların bahçesinde gezerken hissedebiliyorsunuz. Bir tapınağın verandasında oturup gözümün önünde uzanan sakin ve huzurlu bahçesini seyrederken her şeyden uzaklaşabiliyorum. Bu harika bir his gerçekten. Benim için zaman yavaşlıyor ve insana derin bir huzur veriyor. Aynı his Kyoto’yu gezerken de oluyor. Olağanüstü güzellikte dizayn edilmiş bahçelere sahiplik eden tarihi tapınakları gezerken kendimi zamanda geriye gitmiş gibi hissediyorum. 

16. Yokohama, küçük bir balıkçı kasabasından bir uluslararası liman kentine dönerken gelen Çinlilerin Yokohama’da kurdukları bir mahalle var: Chinatown. 500’ü aşkın Çin lokantasının ve Çin ile ilgili hemen hemen her şeyi bulabileceğiniz ışıl ışıl bir yer. Chinatown’a yolunuz düştü mü? Eğer düştüyse, Chinatown’a giden biri ne yemeyi denemelidir? Ne tür dükkanlara göz atmalıdır?

Japonya’da ilk ziyaret ettiğim nokta Çin mahallesiydi. Japonya’nın en büyük Chinatown’u Yokohama’da, ikincisi de Kobe’de yer aliyor. Özellikle, Çin yeni yılını kutlarken burası tam bir festival alanı oluyor. Ayrıca Çin mutfağına ait çok fazla restoran var. Mutlaka Çin usulu pişirilmiş ördek yemelerini tavsiye ederim. Açıkçası, harika Çin motifleri ile dikilmiş güzel elbiselerin satıldığı dükkanlar benim favorim, her gittiğimde vaktimin çoğunu bu dükkanlarda geçiriyorum. 

17. Yokohama’nın göz bebeklerinden birisi de Minato Mirai bölgesidir. Minato Mirai bölgesi, şehir manzarasının özellikle geceleyin çok güzel bir şekilde görülebildiği bir bölgedir. İçinde Yokohama’nın Landmark Kulesi, Plazası ve butikler de yer alır. Buranın sizde bıraktığı izlenimden bahsedebilir misiniz? Burada olmak nasıl bir his?

Ben bu bölgeye küçük Avrupa diyorum. Çünkü burası Japonya’dan başka bir yerdeymişsiniz gibi hissettiriyor. Yokohama’da görülmesi gereken yerlerden bir tanesi kesinlikle Minato Mirai çünkü Japon mimarisinin diğer mimarilerden nasıl ayrıldığını, ne gibi farklarının olduğunu kolayca görebiliyorsunuz ve karşılaştırma yapabiliyorsunuz. 

18. Chinatown’a ve Yamashita Parkı’na yakınlığı ile bilinen alışveriş caddesi Motomachi’den de bahsetmeden edemeyiz. Özellikle mangalarda, bu caddenin yılbaşındaki canlılığına ve kendine has ambiyansına dikkat çekilir. Motomachi’ye gittiniz mi? Yılbaşında gidebildiniz mi? Gittiyseniz, yılbaşında Motomachi’de olmak nasıldı, birazcık bahsedebilir misiniz?

Motomachi Japonya’da Arnavut kaldırımlı taş sokakları gördüğüm ilk yerdir. Karşılıklı butik ve kahve dükkanların olduğu Yokohama’nin sevimli bir bölgesi, severek vakit geçiriyorum. Yılbaşında süslemeleriyle daha da güzel oluyor. 

19. Son olarak şu soruları soralım: Japonya’da bir yabancı olarak uzun süre çalışmayı düşünüyor musunuz? Bunun için yapmanız gereken şeyler, atmanız gereken adımlar var mı? Bunlar nelerdir?

Japonya’dan bağımsız olarak yurt dışında uzun süre yaşama ve çalışma fikri açıkçası hayatım boyunca benim sürekli gündemimde olan bir konu değildi. Şirketim teklif etmemiş olsaydı, bunun için herhangi bir çaba gösterir miydim bunu bile bilemiyorum. Japonya her ne kadar güzel ve konforlu bir hayat sunmuş olsa bile ailemin ve arkadaşlarımın özlemi daha ağır bastığı için benim planım bir yabancı olarak Japonya’da çok uzun yıllar kalmamak yönünde. Şu an çok mutluyum ve hala öğrenme sürecim devam ediyor bu nedenle bir süre daha Japonya’nın tadını çıkarmak niyetim. Başka bir ülkeye yerleşmekle ilgili kişisel fikrim esasında yerleşmemekten yana. Amacım; Japonya’da veya başka bir ülkede edindiğim deneyim ve bakış açısı ile kendi ülkemde çalışmak ve deneyimlerimi ülkemde herkesle paylaşabilmek. Eger kalmak isterseniz bunun o kadar zor bir süreç olmadığını düşünüyorum. Japonya’da çalışmaya devam etmek istediğinizi şirketiniz ile paylaştığınızda sizin için mümkün olan pozisyonları sunabiliyorlar. Bunun sonucunda şirket çalışanı olarak hayatınıza aynı şartlarda devam edebilirsiniz. Önemli olan, Japonya’da kurumsal bir şirkette çalışıyor olmak diye düşünüyorum. Eğer böyle bir şirkette Japonlarla uyum içinde çalışıyorsanız ve sizin başarılı olduğunuza ikna olmuşlarsa kalmanız için mutlaka bir imkan yaratıyorlar. 

20. Japonya’da yaşamı Türk vatandaşları için önerir misiniz? Genel olarak, Türkler Japonya’da her yönüyle mutlu bir yaşam sürebilir mi yoksa kültür farkından dolayı oluşan problemler bunu engeller mi? Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?  

Bu konu hakkında ciddi anlamda çok fazla soru alıyorum. Yurt dışına yerleşirken insanlar gidilen ülkeden beklentilerini yüksek tutarak yola çıkıyorlar, bu da başta karşılaşılan sorunlar ile büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Kendi ülkemizdeki düzenimizden vazgeçip başka bir ülkede göçmen olarak yaşama kararı büyük bir karar. Aynı fiziksel konforu ve aynı duygusal dengeyi tekrar sağlayabilmek için zaman geçmesi gerekiyor, ki bu da üç yıldan fazla bir sure. Evet, iş hayatında gösterdiğim performansım sayesinde bu şansı yakaladım ama şunu söylemeliyim ki; uluslararası bir firmada çalışıp başka ülkedeki bir ofise transfer olmak gerçekten en zahmetsiz ve konforlu olanı. Buna karşın, iş bulmadan gelip burada iş aramak isteyen insanların çok ciddi bir birikiminin olması gerekiyor. Eğer geliriniz Türk lirası bazında ise, ki henüz bir işiniz olmadığı için bu böyle, ciddi bir birikimle gelmeniz şart. Veya eğer iş konusunda esnekseniz ve çalışma vizeniz varsa, istediğiniz gibi bir iş buluncaya dek mesleğiniz dışında part time çalışarak para kazanmak zorundasınız. 

Mutluluk konusunda ise, Japonya’da mutlu olmak oldukça mümkün fakat bence mutluluğun ülke ile veya şartlar ile alakalı olmadığını düşünüyorum. Baştan bir kere şunu kabul etmek lazım; dünyanın neresine giderseniz gidin kendinizi götürüyorsunuz, bir şekilde kendinizle mutlu olmayı öğrenirseniz gittiğiniz ülkede her şeye hazırlıklı olarak beklentinizi her zaman optimumda tutabiliyorsunuz ve karşılaştığınız düzene ayak uydurabiliyorsunuz. Bu da; yaşadığınız yerde, ki Japonya’da bile, size yabancı oldugunuzu hissettirebilecek problemlerde şikayet etmemeniz gerektiğinin, bunun kendi seçiminiz olduğu bilincine vardırıyor. 

Japonlar günlük yaşamlarında başkalarını rahatsızlık veren veya başkalarının hayatlarına müdahale eden insanlar olmadıkları için günlük akışınızda sizin moralinizi bozacak herhangi bir konu ile karşılaşmanız çok düşük bir olasılık. Japonlar sürekli teşekkür eden ve özür dileyen insanlardır. Fakat tabi ki çok yönlü düşünmek lazım, kendi içine kapanık bir toplumda sizin de mutlu olmak için biraz onlara ayak uydurmamız gerekiyor.

Esra Doğan’ın instagram adresi; www.instagram.com/esrainjapan/